Bayramların değişmezleri vardı. Her bayram
boncuklu tabanca alınırdı mesela. Bu bir gelenek gibiydi. Sonra memlekete
gidince kuzenlerle karşılaştırılırdı. Seninki şöyle, benimki böyle, yok
benimkinin bu özelliği güzel. Küçüklük fotoğraflarımıza bakıyorum da
bayramlarda çekildiğimiz fotoğraflarda bile var o boncuklu tabancalar. Hemen
bir tanesini sizinle paylaşayım. Yandaki resimde en soldaki benim, ortadaki
kardeşim, sağdaki teyzemin oğlu. Kardeşim benden 5 yaş küçük, kuzenim 1,5 yaş
büyük. Ona gore hesaplayın işte. Tahminen 7 8 yaşlarındaymışımdır.
Ellerimizdeki tabancaları kıyasladığımızı çok iyi hatırlıyorum. Benimki boncuk
atıyordu, kuzeninki maytap patlatıyordu.
Ramazan bayramlarında da poşet dolusu şeker
toplardık. Evde de vardı şeker ama dolaşıp toplamanın zevki başka. Bizim bir
komşumuz oyuncak vs satardı. Bayramlarda da bize şekerin yanında düdük falan
verirdi. O ev bizim için en önemli yerlerdendi. Acaba bu sene ne verecek diye
düşünürdük. Ve bana kalmaz diye oraya ilk giderdik. Ama o düdükler de hiç
bitmezdi, herkese yeterdi. Sonra da düdükleri çala çala toplardık şekerleri. Hala
düdük veriyor mu bilmiyorum o komşumuz. Artık çocuklar da çok gezmiyor zaten.
Bir kaç çocuk geliyor şeker almaya eve. Valla yeni nesil çok şanssız.
Bayram yazısı yazmak için geç kaldım biraz ama
olsun, siz alışkınsınız benim gecikmelerime. Efendim bayramı fırsat bilip biraz
tatil yapabildim. Pazar günü dersten erken çıkıp, otobüs bileti aldım. Eve eli
boş gitmeyeyim, Aydın'ın meşhur tatlarından olan incirden yapılmış 7 çeşit
tatlının olduğu bir paket aldım. Paraya kıydık seferlik. Şansıma hemen yarım
saat sonrasına otobüs varmış. Bayram arefesi olduğu için trene binmedim. Malum
ayakta kalmam muhtemeldi. Ben alışmışım trenin genişliğine, rahatlığına. Otobüs
dar geldi, bunaldım. 5 dakika fazla gitseydik istifra ederdim. Allah'tan o
seviyeye gelmeden İzmir'e vardık.
Bayramın birinci günü Manisa'ya gittim.
Kuzenlerle bir senelik 101 imi, okeyimi, bilardomu oynadım. Bu sene hiç
oynamıyoruz çünkü. Dershaneydi, dersti zaman olmuyor.Hey gidi hey, normalde
olsa dibine vururduk. Neyse sevgili okur, cuma günü İzmir'e, cumartesi Aydın'a
döndüm. İkisinde de tren ile yolculuk yaptım her zamanki gibi. Ama Manisa'dan
dönerken tren çok kalabalıktı, değil oturmak ayakta duracak yeri zor buldum.
Cumartesi de Aydın'a 11 gibi geldim, yurda eşyaları bırakıp, duş alıp
dershanede son iki derse yetiştim. Mat2 vardı, kaçırmamak lazım demi.
Sonrası zaten her zamanki gibi. Tek değişiklik
How i met your mother'ın 9. sezonu başladı. Onu izliyorum. Son sezon
olabileceğine hala inandıramadım kendimi. Bu sezonu da inadına çok güzel
çekmişler. Bu gün 6. bölümü izledim. Dizi bittikten sonra sezon finallerinde
yaptığım uygulamayı genele yazacağım. Her canım sıkıldığında rastgele bir bölüm
açıp izleyeceğim.
Sana da tavsiye ederim sevgili okur. Kesinlikle
izlemelisin. ;)
Görüşmek üzere.
0 yorum
Yorum Gönder