24 Ekim 2013 Perşembe

Boncuklu Tabancanızı Aldınız Mı?
Ömer Faruk24 Ekim 2013 Perşembe 0 yorum

Eski bayramlar diyecek yaşta değilim pek. Ama yine de eskisi gibi değil. Küçükken her şey daha güzeldi. Her bayram memlekete gitmek dört gözle beklenen bir şeydi mesela. Hiç canımız falan da sıkılmazdı. Akşamdan bayramları anneme hazırlatır, asardık kardeşimle. Sabah olsa da giysek diye beklerdik. Normalde okula kalmanın çok zor geldiği zamanlarda, hatta daha erken zamanlarda bayram namazına heyecanla kalkardık. 

 Bayramların değişmezleri vardı. Her bayram boncuklu tabanca alınırdı mesela. Bu bir gelenek gibiydi. Sonra memlekete gidince kuzenlerle karşılaştırılırdı. Seninki şöyle, benimki böyle, yok benimkinin bu özelliği güzel. Küçüklük fotoğraflarımıza bakıyorum da bayramlarda çekildiğimiz fotoğraflarda bile var o boncuklu tabancalar. Hemen bir tanesini sizinle paylaşayım. Yandaki resimde en soldaki benim, ortadaki kardeşim, sağdaki teyzemin oğlu. Kardeşim benden 5 yaş küçük, kuzenim 1,5 yaş büyük. Ona gore hesaplayın işte. Tahminen 7 8 yaşlarındaymışımdır. Ellerimizdeki tabancaları kıyasladığımızı çok iyi hatırlıyorum. Benimki boncuk atıyordu, kuzeninki maytap patlatıyordu. 


  Ramazan bayramlarında da poşet dolusu şeker toplardık. Evde de vardı şeker ama dolaşıp toplamanın zevki başka. Bizim bir komşumuz oyuncak vs satardı. Bayramlarda da bize şekerin yanında düdük falan verirdi. O ev bizim için en önemli yerlerdendi. Acaba bu sene ne verecek diye düşünürdük. Ve bana kalmaz diye oraya ilk giderdik. Ama o düdükler de hiç bitmezdi, herkese yeterdi. Sonra da düdükleri çala çala toplardık şekerleri. Hala düdük veriyor mu bilmiyorum o komşumuz. Artık çocuklar da çok gezmiyor zaten. Bir kaç çocuk geliyor şeker almaya eve. Valla yeni nesil çok şanssız.

  Bayram yazısı yazmak için geç kaldım biraz ama olsun, siz alışkınsınız benim gecikmelerime. Efendim bayramı fırsat bilip biraz tatil yapabildim. Pazar günü dersten erken çıkıp, otobüs bileti aldım. Eve eli boş gitmeyeyim, Aydın'ın meşhur tatlarından olan incirden yapılmış 7 çeşit tatlının olduğu bir paket aldım. Paraya kıydık seferlik. Şansıma hemen yarım saat sonrasına otobüs varmış. Bayram arefesi olduğu için trene binmedim. Malum ayakta kalmam muhtemeldi. Ben alışmışım trenin genişliğine, rahatlığına. Otobüs dar geldi, bunaldım. 5 dakika fazla gitseydik istifra ederdim. Allah'tan o seviyeye gelmeden İzmir'e vardık.
Bayramın birinci günü Manisa'ya gittim. Kuzenlerle bir senelik 101 imi, okeyimi, bilardomu oynadım. Bu sene hiç oynamıyoruz çünkü. Dershaneydi, dersti zaman olmuyor.Hey gidi hey, normalde olsa dibine vururduk. Neyse sevgili okur, cuma günü İzmir'e, cumartesi Aydın'a döndüm. İkisinde de tren ile yolculuk yaptım her zamanki gibi. Ama Manisa'dan dönerken tren çok kalabalıktı, değil oturmak ayakta duracak yeri zor buldum. Cumartesi de Aydın'a 11 gibi geldim, yurda eşyaları bırakıp, duş alıp dershanede son iki derse yetiştim. Mat2 vardı, kaçırmamak lazım demi.

  Sonrası zaten her zamanki gibi. Tek değişiklik How i met your mother'ın 9. sezonu başladı. Onu izliyorum. Son sezon olabileceğine hala inandıramadım kendimi. Bu sezonu da inadına çok güzel çekmişler. Bu gün 6. bölümü izledim. Dizi bittikten sonra sezon finallerinde yaptığım uygulamayı genele yazacağım. Her canım sıkıldığında rastgele bir bölüm açıp izleyeceğim.

Sana da tavsiye ederim sevgili okur. Kesinlikle izlemelisin. ;)
Görüşmek üzere.
Etiketler : ,
Yazarınız Hakkında Ömer Faruk İzmir'de doğmuş büyümüş, üşengeç, girişimci, okuyan, yazan, arşivleyen bir adam. Bu kadarı yeterli.
Bana ulaşmak için; Facebook ve Twitter

0 yorum

Yorum Gönder