17 Temmuz 2013 Çarşamba

Ramazan'ın Tv Klişeleri
Ömer Faruk17 Temmuz 2013 Çarşamba 0 yorum


Televizyon kanalları bazı klişeler oluşturmuş kendine her ramazan önümüze seriyorlar sevgili okur. "Ramazan geldiğine göre şu haberler başlar yakında" demişsindir sen de eminim. İşte bu klişeleri derledim. Aklıma gelen her klişeyi eklemeye çalıştım ama yine de unuttuğum bir şey varsa hatırlatmayı unutma sevgili okur.

1) Esnaf Odalarının Ramazanda Zam Yok/Var Açıklaması

Esnaf odaları her ramazan açıklama yapar. "Bu ramazanda pideye 30 kuruş zam" Ya da hiçbir yoğurtçu zam yapmayacak. "Bizde oh zam yok" "Hayda gene mi zam lan" diye yorumlar dururuz. Mesela bu ramazan pidenin gramı düştü fiyatı arttı. Bu nasıl iş arkadaş.




2) Haber Kanallarının Pazar Yoklaması

Haber kanalları ramazandan önce illaki bir pazar haberi yaparlar. Domatestir, patatestir, bilimum meyve sebze ne varsa pazarcılardan fiyatları öğrenirler. Sonra halk ile pazar fiyatlarının kritiğini yaparlar. Bağıran, ilginç şarkılar söyleyen pazarcıları da aralara sıkıştırıp dururlar. He bir de unutmadan pazardaki teyzelerin poşetlerine bakarlar "Ne aldınız bakabilir miyiz?"



3) Kalabalık İftar Sofralı Kola Reklamları

Her ramazan aynı reklamlar. Koca bir masa, masada bir sürü insan ve vazgeçilmez X Kolası... Arkadaş ben hiç iftar sofrasında vazgeçilmez şeyin kola olduğu bir aile görmedim. Bilakis bizim kültürümüzde yemekle kola içmek falan öyle yaygın değildir ki. Yemekten sonra içilir içilecekse. Ama ne yalan söyleyeyim en güzel ramazan reklamlarını da bunlar yapıyor.




4) Davulcu Seçmeleri Haberi

"Davulcu seçmlerinde kıyasıya rekabet". Çok duyduğumuz haberlerden. Davulcuyu iyi seçmek önemli tabi. Öyle uyduruktan çalan davulcu olmaz demi. Ama bu haberlerde çok ilginç görüntüler çıkıyor karşımıza. Amcalar kamerayı görünce kendinden geçiyor. Yerde yuvarlanmalar, hoplamalar, zıplamalar... Senden bir tek iyi çalmanı bir de mani söylemeni istiyorlar bu hoplama zıplama nedir dayı?



5) Ekmek ve Sirke İle Oruç Açan Teyzeler

Bu haberi görmezsem ramazan geldi demem ben sevgili okur. Her sene ramazanın ilk günü görürüz bu haberi. Teyzeler ellerinde sirke şişeleri ekmekler türbenin başındalar. Kimisi yüzük kimisi bilmem ne sürmeye çalışıyor mezar taşına. Artık türbenin içine de sokmuyorlar. Görevliler yazık bir onu sürüyor bir bunu. Bu haberlerin vazgeçilmezi de "Dileğim kabul oldu kızım olmaz mı. İki oğlum üniversiteye gitti. İşte şimdi nasip evlendir..." diyen teyzeler tabiki.



6) Erken Patlayan Top

Buda vazgeçilmez bir saçmalıktır. Reklamlarda, dizilerde sürekli kullanılır. Suyu çıkmıştır artık. Hele bu sene çıkan bir reklam var bilirsiniz. İftara 1 saat var daha diyor adam. "Ulan o zaman elindeki niye yanıyor. Bir saat önceden mi yakıyorsun onu?" diyesi geliyor insanın. Her izlediğimde sinir oluyorum. O markayı da inadına almam zaten.



7) İftarda ve Sahurda Neler Yenmeli?

Sürekli bunun da haberinin yaparlar. Sahurda şunlar yenmelidir tok tutar, iftar ağır gelen şunlardan şunlardan kaçınılmalıdır. Ben bu güne hiç dikkate almadım bunları, anamın babamın da dikkate aldığını sanmıyorum. Ama güzelce yaşıyoruz valla. Türk halkı işini bilir arkadaşım, diyetisyen falan hikaye.



8) Olmadık Kişiler İle İftar Programı

Geldik en bomba olanına. Her kanal bir iftar programı yapar. Ama arkadaş ünlü birisini seçeceksiniz de biraz dikkat edin yav. Nihat Doğan'dan iftar programı mı olur? Açar gülerim ben ona  :)



9) İftar Çadırından Canlı

Hiç de böyle mahalle arasındaki iftar çadırlarına gitmezler. Böyle lüks, yok efendim bilmem kaç tane klima var, şu yemekler var. İftar çadırında klima mı olurmuş? Önce bir masaya yaklaşıp bir vatandaşın yemeğini çekip menüde ne var diye sorarlar. Sonra kalabalıktan bahsederler. O sırada çocuklar kameranın kadrajına girmeye çalışır, el sallar. Her kanalda bu şekilde sürer gider.




10) Kutsal Topraklardan Canlı

Bak bunu her kanal yapamaz. Hatta bu sene hiç görmedim. Belki vardır bilmiyorum ama bana denk gelmedi. "X Ana Haber Bülteni Kutsal Topraklarda" başlıklı bir haber. Orada Hira Mağarası'na çıkılır illaki, tavaf yapan müslümanlar çekilir bir de Arafat ve de son...



İşte böyle sevgili okur. Klişesiyle, güzellikleriyle bir ramazanın daha yarısına yaklaştık. Ömür bitiyor ömür... Hayyh...



Yazarınız Hakkında Ömer Faruk İzmir'de doğmuş büyümüş, üşengeç, girişimci, okuyan, yazan, arşivleyen bir adam. Bu kadarı yeterli.
Bana ulaşmak için; Facebook ve Twitter

0 yorum

Yorum Gönder