1 Eylül 2013 Pazar

Kana Kana İçtim
Ömer Faruk1 Eylül 2013 Pazar 0 yorum



Öncelikle herkesten bol bol özür dilemem gerek. Bloga bakmadım bir uzun zamandır. Ancak siz de bana hak vereceksiniz. Yazının başlığını okuyunca meseleyi anlamışsınızdır. Bu başlığı bayramın ikinci günü attım ama bir türlü yazamadım. Bu güne kısmetmiş. Yazacaklarım da bayağı birikti. Hepsini bu başlığa yazayım gitsin :)

İki haftadır Aydın'dayım sevgili okur. Dershanede hızlandırma var. Malum üniversiteye hazırlanıyorum. Hemen belirteyim; Sosyal Bilimler Lisesinde okuyorum, hazırlık ile beş sene, normalde bu sene üniversiteye geçmem gerekiyordu, hayır meslek lisesi değil. (Bunu herkes anlayana kadar sürekli tekrar edeceğim .d). Okuların açılmasına daha bir ay olunca haliyle okulun yurdu da kapalı. Kalacak yer sıkıntısını dershanenin ayarladığı bir dernek binası ile geçiştirdik. Ama dernek binası deyip geçme sevgili okur. İki 3+1 daireyi birleştirmişler, her tarafa da halı döşemişler. Böyle bayağı güzel bir mekan. Hiç beklediğim gibi değil. Çok da büyük. Mutfağa gidene kadar yoruluyoruz :)

Neyse efendim, biz buradan dershaneye gidip gelmeye başladık. Şehrin merkezinde, dershaneye yakın olması  çok iyi oldu ancak internetim yoktu malesef. Bloga pek bakamadım bu yüzden. Evde iki tuvalet iki banyomuz var. Böyle bir orda bir burda canımız nerde isterse... :) Ama çamaşır makinesi yok. Bu çok kötü işte. Bavulumdaki tüm kıyafet stoklarını bu gün itibari ile tüketmiş bulunuyorum ama Alah'tan ki yarın okulun yurdu açılıyor. Ne şanslıyım lan!

Evet yarın okulun yurdu açılıyor. Oraya geçip kıyafetlerimi yıkayabilirim. İnternet de var sevgili okur. Artık uzak kalmayacağım yani buralardan.

Artık şu asıl meseleye gelelim. Efendim sempatik reklam yıldızı ile hepimizin dikkatlerini üzerine toplamayı başaran "didi"yi bir süredir merak ediyordum. Ancak almak bir türlü nasip olmamıştı. Bayramın ikinci günü didi almak üzere yola koyuldum. Gel gelelim ortada didi falan yoktu. Her gittiğim yerde çoktan tükenmişti. Hani reklamda diyor ya 20 milyon didi satıldı diye, sanırım gerçek. Kana kana içmişiz maşalah. Bakkalarda bıkmış sanırım adamlar "Ne didiymiş arkadaş!" diyorlar bana. Her gelen soruyorsa demek.

Ama şu çok büyük bir gerçek ki, çayı çok seven halkımızın en çok dikkatini çeken soğuk çay markası didi oldu. Diğerleri pek önemsenmemişti. Ama reklamdan olsa gerek didi herkesin dikkatini çekmiş.

Neyse uzatmayayım en sonunda şeftalili bir didi bulabildim. Hemen açtım, diktim kafaya. Boyut olarak gerçekten büyük. Tat olarak da oldukça iyi bence. Aynı fiyata didi almak daha makul gibi duruyor. Bergamot bulamamıştım ama o içimde kalmıştı. Aydın'a gelince onu da içtim. O şeftaliden daha güzel geldi bana.

Kutuda dikkatimi çeken şu oldu. İçindekiler bölümünde kırmızı ve kalın olarak  litre başı 40 mg Kafein içerdiği yazıyordu -daha sonra bunu çaydan gelen kafein olarak değiştirmişler-. Adamlar göz göre göre sizi bağlıyacağız bu içeceğe mi demek istiyorlar anlamadım. Ama harbiden bir içince sürekli içesi geliyor insanın. Bu soğuk çaylar hep böyle zaten.

Neyse daha fazla uzatmayayım. Zaten yeterince yazdım. Bundan sonra bu kadar uzun süre ara vermeden yazacağım. Arşivlemeye de devam edeceğim bir yandan tabiki ;)

Görüşmek üzere...

Murat Dalkılıçtan sizin için geliyor.
Tıkla!

Yazarınız Hakkında Ömer Faruk İzmir'de doğmuş büyümüş, üşengeç, girişimci, okuyan, yazan, arşivleyen bir adam. Bu kadarı yeterli.
Bana ulaşmak için; Facebook ve Twitter

0 yorum

Yorum Gönder